16 Mart 2011

REN NEHRİNİN DOĞDUĞU KENTE GİDİŞ & 2.EL EŞYA DÜKKANINI ZİYARET

Son bir yazı ile Masal Ülkesine veda edebilirim artık...

10 gün nasıl geçti...
Dönüş vaktiymiş yarın, oysa ki biz daha yeni gelmiştik. Daha dündü sanki ilk varışımız, kırmızı arabamızı ilk teslim alışımız.

Dönüşümüzün üzerinden 2 ay geçti. Ve hala dün gibi gidiş, orada geçen vakitler, hafızamda ayna berraklığında görüntüler, hareketler...

Dönüşten önceki gün çok değerli bizim için. Ertesi günün sabahı oyalanmadan havalanına yol almamız gerekiyor çünkü, hızlı bir market alışverişine yetecek kadar vakit var arada ancak.

Dönüşten önceki günü layığınca değerlendirip Ren nehrinin doğduğu noktaya, kente gidiyoruz. Çok vaktimizi de almıyor bu üstelik. Kentin içinden dolaşıp da tepeye kalesine çıktığımızda kentimizin güzelliği orjinalliği çarpıyor bizi... İnce bir kar kaplamış kenti...
IMG_8341

Meydanı ise renkli boyalı evleriyle canlı mı canlı...

IMG_8186
IMG_8185

Her dilde ziyaretçilerini selamlayan kent Türkçe'de biraz dil sürçmesi yaşıyor sanki...

IMG_8176

Bir kedicik bekliyor çeşme başında...
IMG_8222

Bu döneme özel marketlerde pastanelerde yer alan bir çörek, sanırım bir kutlamanın çöreğiydi, yağda kızarmış incecik yufka üzerinde pudra şekeri ile basit belki ama bir o kadar lezzetli, çocukluğumuzdan tanıdık bir tat sanki. Bu çöreğin ismini bilen yazabilir mi?
IMG_8174

Ve Zopf... Marketten her ayrılışımızda sepetimizde olan ekmek-çörek, ilk kez geçtiğimiz yaz bir pazar sabahı uyandığımızda evin her katına yayılmış kokusuyla ve kahvaltı sofrasında lezzetiyle bizi çarpmış büyülemişti, o gün bugündür unutamadığımız lezzet&görüntü...
IMG_7303

Ve gezinin ortalarında rastladığımız bir başka İsviçre ilkimiz 2.el eşya satan bu dükkan oluyor. Birbirinden orijinal parçaların yer aldığı, gezerken bir müzeyi gezermiş gibi keyif aldığımız, saatlerimizi harcadığımız mekan. Bazen döküntü, bazen antika bazen paketi bile açılmamış yeni eşyalarla karşılaştığımız, hepsi sınıf sınıf özenle ayrılmış…
Ahşap bir tenis raketi ve çocukluğuma ait desenlerin olduğu bir tepsi ile ayrılıyoruz dükkandan.
DSC04627
DSC04626
DSC04623

Bir kış vakti tatili ancak bu kadar güzel bu kadar dolu olabilirdi.
Oysaki giderken kafamızda hiç bir şey olmadan gitmiştik, ne bir plan ne bir program…
Masal ülkesi göstermişti yine kendini, bir masalı daha yaşatmıştı…
Şükürle mutlulukla özlemle anıyoruz seni Masal ülkesi bu sebepten yine yine ve yine…

Bir kez daha açtın kollarını bize, tüm güzelliğinle ağırladın, karşıladın ve aynı güzellikle uğurladın...

8 yorum:

Fatma dedi ki...

Defalarca Isvicreye gittim ama adini sordugunuz cöregi ilk kez burada gördüm.Biraz arastirip adini ögrendim.Fasnachtschüechli denen bu cöregin ismi bölgelere göre farklilik gösteriyormus.

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Fatma çok teşekkürler bu yorumun için.
İsmi zor olduğundan bir türlü aklımda tutamadım. Çiğ böreğin şekerli hali olan bu çöreği tadabilmen dileğiyle...
Çöreğin pastanelerde marketlerde yerini alma zamanı Ocak vakitleri sanırım.

sevgiler

Fatma dedi ki...

Hristiyanlar karnaval dönemi ile paskalya bayrami arasi oruc tutuyorlar.Oruca basladiklari günün bir gün öncesine "fastnacht" deniyor.Bu cöregin yapilisida bu döneme denk geliyormus o yüzden bu ismi almis.

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Fatma bu bilgi için de çok teşekkürler, Çöreğin çıkış noktasını da öğrenmiş olduk sayende...
Senede sadece bir kez çıkıyor bu çörek demek ki. İsviçre de her karnavalın ayrı bir lezzeti oluyor sanırım. Kral tacını anımsatan bir şeyler de görmüştüm pastanelerde bir vakitler... Hangi tarih gidişimize rast gelmişti onu hatırlamıyorum. O da bir başka karnavala özel sanırım.

sevgiler

Fatma dedi ki...

Kral tacina benzeyen seyi cikaramadim
maalesef.Ben almanyada yasiyorum eger isvicreye özgü bir cesitse görmemis olabilirim.Zaten diger cörekleride resmini görüp merak edince arastirdim onlarida daha önce görmemistim.Yemek konusunda cok istah acici bulmadigim avrupa mutfagi konu hamurisleri,pastalar olunca olaganüstü bir cesit yelpazesine sahip.

Paradise İrem dedi ki...

Pudra Şekerli Çöreğin İsmi "Fasnachtschüechli " Karnaval Çöreği ;}

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Irem cok tesekkur ederim bizimle paylastigin icin, sevgilerimle

haber oku dedi ki...

Gerçekten harika bir yer... Keşke Türkiye'de de böyle yerler fazlalaşsa. İkinci el eşyaların satılabileceği dükkanların olması o yörede yaşayan insanların egolarının hayata verilen değerden daha aşağıda olduğunu anlatıyor. Paylaşımınız için teşekkürler.