28 Ekim 2010

HİBİSCUSLU KEK&ÇATAL&ORMAN'DA MEŞE PALAMUDU TOPLAYIŞ

Kimden KLUBEM

Hibiscus'u kurabiye içinde yiyip de lezzetine nail olunca neden kek içinde de kullanılmasın dedim.

Ona eşlik edecek en uygun lezzet ise yabanmersiniydi.

Kimden KLUBEM

Limonlu lezzetleri sevenler bu lezzet karışımını da sevecekler...

Tek yaptığım normal bir kek tarifinin içine yabanmersinleri ve rondodan toz haline getirdiğim hibiskusları eklemek oldu. Çiçek haliyle 1 çay bardağı kadar hibiskusu rondodan geçirdim. Toz haliyle de 3 yemek kaşığı kadardılar. Yabanmersini de yine bir çay bardağı dolusu idi. Bu kadar açıklama yazacağıma tarifi baştan sona yapsam iyi değil mi? İlk fırsatta bu kısmı değiştirip tam tarif olarak değiştirmek üzere sözüm var kendime...

Kimden KLUBEM

Her sabah ofise 7.20 de ulaşan biri olarak kahvaltı tam bir muamma benim için. Çoğu vakit ofis binasının girişinde satılan simitçinin ya da sandiviçcinin önünde oluşan kuyrukta yerimi almış oluyorum. Simit yemekten bıkan bünye artık çatala yönelmişti ki neden ben bunu evde yapmıyorum fikri güçlendikçe güçlendi ve bu haftasonu ete kemiğe büründü sonunda... Tarifi yakında...
Kimden KLUBEM

Esas yazmak istediğim olay...
Haftasonu Can'ın öksüren haliyle de olsa gidip temiz havaya boğulduğumuz Belgrad Ormanında meşe palamudu toplayışımızdı. Özel sektör gönüllüleri ve Tema Vakfının ortak girişimi ile düzenlenen etkinlikte torbalar dolusu meşe palamudu toplandı...

Kimden KLUBEM
Mantar gibi yayıldık her bir ağacın altına...
Kimden KLUBEM

Bazen zor koşullar altında çalıştık:)
Kimden KLUBEM

Toplanan palamutlar en son bir araya getirildi... Binlerce Meşe ağacının ilk tohumları...
Kimden KLUBEM

Sıra bu palamutları minik saksılara paylaştırıp ilk Can sularını vermekte...
Kimden KLUBEM

Meşe palamudunu toprak içine yatay yerleştirmek gerekiyormuş. Fidan olacak binlerce mini saksı hazırlandı bir anda...
Kimden KLUBEM


Kimden KLUBEM

Beni çok şaşırtan mutlu eden meşe palamudu toplarken bulduğum bu kestaneydi. Tek bir kestane... Çıkışta satılan kestanelerden alıp yılın ilk kestanesini de yeme şerefine nail olduk. Fırından çıkar çıkmaz elimiz dilimiz yana yana kestaneler mideye ulaşmıştı bile:)
Kimden KLUBEM
Ormandan suçluluk içerisinde toplanan mavi çiçekler...
O kadar güzel, o kadar narin, o kadar masumlar ki...
Kimden KLUBEM

20 Ekim 2010

DOĞAÇLAMA HAVUÇLU MUFFIN, ÇİKOLATALI KURABİYE VE YENİ ARKADAŞLAR

Pazar günü, güneşli havanın son demlerini içmeye mekanımızdaydık…

Yanımızda havuçlu muffinler ve çikolatalı kurabiyeler…
Kahveler işin ustasından…
IMG_2523
Havuçlu muffinler tamamen doğaçlama…
Semt pazarından kilo kilo aldığım havuçları sıkmaya fırsat olmayınca kek içinde bir kısmını kullanmak iyi fikirdi, en az bir 5-6 tanesi rende olarak yer aldılar. Gerisi bilindik kek malzemeleri; 3 yumurta, 1 su bardağı toz şeker, 1 su bardağına yakın sıvıyağ, kabartma tozu, şifalı baharat karışımı(zencefil, zerdeçal, tarçın, muskat)…

Seviyorum kek yapmasını, artık tarifsiz sadece el&göz kararı ile çırpıp, ondan bundan gönlümce ekleyerek mutlu sonuçlara ulaştığım pofuduk lezzet benim için… İster kelepçeli kalıpta, ister muffin kağıtlarında ister baton kalıpta...
Baharatları kullandıkça da mutlu oluyorum. Aldıklarımı kullanıyor, bayatlamadan tüketiyor olmak çok güzel…

Yakında bu kurabiyeyi de tarife hiç göz atmadan yapar hale geleceğim….
Bu sefer ki kakaomuz melez çıktığından açık renk aldılar. Bir sonraki yapışta keçiboynuzu tozu ile yapılacaklar. Faydasını biliyordum da toz halinin kakao yerine kullanılabildiğini bilmiyordum.
Seviyorum bilen bildiren insanları. Teşekkürler Ayça, Berceste

IMG_2519IMG_2525

Mekânın Pazar günkü güzelliği çocuklu ailelerin yoğun olarak tercihi olması…
Can’a arkadaş demek bu…
IMG_2617

Çekingenliğin “Ç” sinden haberi olmayan Can hemen kendi akranlarını bulur…
IMG_2534

Son 3-5 ayda başladı bu durum. Öncesinde yaşıtları görünmez adamcıklardı onun için sanki…
Şimdi ise nerede görse hemen seçip arkadaşa koşar oldu…
IMG_2527IMG_2610

Bisikleti ya da scooterı farklı, cafcaflı olanlar gözdesi her zaman:)


Çikolatalı Cevizli Kurabiye:
(Chocolate chips cookie)

IMG_2506
Malzemeler:
125 gr tereyağ(dışarıda beklemiş, yumuşamış)
120 gr toz şeker
15 gr kakao(koyu renk tercih edin)
100 gr ceviz içi (iri kırıklar halinde)
125 gr Damla çikolata(Madlen çikolata kırıkları da olur)
1 Yumurta
Aldığı kadar Un

Yapılışı:
Tereyağı ve toz şekeri çırpın. Yumurtayı ilave edip yedirin. Diğer bütün malzemeleri ekleyerek karıştırın. Ele yapışmayan katı bir hamur yapıp buzdolabına yarım saat beklemeye kaldırın. Yarım saat sonra buzdolabından çıkarıp dondurma kaşığı ile parçalar koparıp elinizle şekil verip 180 dereceli fırında 10-15 dakika pişirin.

17 Ekim 2010

BLOG DOSTLARI BULUŞTU: HÜNERLİ MÜGEDEYİZ...

İple çekilen buluşma günleri...
Bir sabrın sonu daha şahane bir günle mükafatlandı...
Hünerli Mügemiz evsahibesiydi bu kez...
Harika bir sofra oluştu. Lezzetlerin uyumu ahengi kararı sunumlara da yansıdı...
Yenilenlerin lezzetine doyulamadığı gibi fotoğraf çekmeye de doyulamayan bir gün oldu...
Sofradaki herşey o kadar güzeldi ki...

Herkes bir çeşit yapsın diyerek yol almıştık... Evsahibi Mügemiz iki lezzet birden katmıştı sofraya... Her buluşmada vazgeçilmez olan Kısır ve yeni bir lezzet Karaköy Böreği...
IMG_2330IMG_2268

IMG_2361IMG_2359

Karaköy böreği tek tuzlu hamur işi değildi sofrada...
Sofraya fırından çıkıp dumanı üstünde en son katılan, assolist misali bir Dalyan Ekmeğimiz vardı, Yasemin'den...

IMG_2366

IMG_2375

Selen'den yeni bir lezzet Etimekli Tavuklu Salata... Tavuklu salataya olan önyargım tamamen değişti buluşmalarımız sayesinde...
IMG_2354

Müge'ye en geç gelen olarak, bu sofra karşıladı beni...
Kalp atışlarımın hızlandığı andı o an, deklanşöre bastıkça kendime geldiğim...
IMG_2345

Lezzetlere devam...
Münevver Abladan leziz Zeytinyağlı Yaprak Sarmalar.... IMG_2333

Tatlılar köşesinde ise hemen tarifini isteten bir Tahinli Cevizli Rulo duruyordu Müge'den gelen. Pratik oluşu ile iyice cezbolup notumu aldım...
IMG_2252

Neslihan'dan sonraki evsahibemiz olacak olan Esra'nın şekerparesi...
1,5 kişi idiler buluşmada...
IMG_2335

Sofranın tek pastası bu kez hakkettiği yeri buldu... Damla Sakızlı Cheesecake Neslihan'dan...
IMG_2309

Sofraya son bir ek Patlıcanlı Salata...
Bu kez benden...
Her buluşmada hakettiği yeri her seferinde mutlaka bulan patlıcanlı salatayı üstlenerek kendimi de garantiye almış oldum:) Üstad Münevver Ablamız... Tarifi burada...
IMG_2352

Rengarenk lezzetlerle dolu, ahenkli uyumlu soframızda yapılanlar tabaklarda yanyanalar....
Tıpkı bu lezzetleri yapanların bu uyumu ahengi yıllar önce yakalayıp birbirlerini hiç bırakmamaları, yanyana olmaları gibi...
Yıllar geçmeye devam etsin ve bizim güzel buluşma sebeplerimiz/bahanelerimiz hiç bitmesin...

IMG_2297

14 Ekim 2010

YENİ CİCİLER ve ZİNCİRİN HALKALARI

Kimden KLUBEM
Bu sabahtan görüntüler...

Yeni cicilerimiz var bizim...

Salonda beyaz kitaplık, göz ağrım benim...

Sonunda gerçek oldu, kitaplarımız artık salonda hep bizimle...

Sıradaki isteğim okuma koltuğu hemen onun yanı başına bir de lamba, gözleri yormayanından...


Resimdeki diğer yeni cici; Can'ın yağmur çizmeleri

Dün alındı, T....'dan. Eve geldiğimde uyuya kalmıştı çoktan, sabah İstanbul'daki yağmurda giymek vardı...

Büyük geldiğinden yürüyemiyor ama o mutlu :)

Kimden KLUBEM
O mutlu, biz mutlu... Kopmaz bir zincir bu... Biz de halkaları...

13 Ekim 2010

BİR KİTAP ÖNERİSİ...


3-6 yaş arası çocuk büyütenlerin(anne, baba, öğretmen, bakıcı...) şöyle sağlam bir temel atmak üzere okumaları güzel olacak bir kitap...

Şöyle bir kaç konuya bakayım derken baştan sona kendini okutturan bu kitabın bana ulaşan nüshasının sarı yaprakları var. 1996 yılı , 20. baskısı... İlk basım yılı ise 1978!!!

İnternetten yenisinin fotoğrafını ararken 30.baskıyı gördüm... Aradan geçen 14 yılda 10 baskı daha yapmış...

1996 baskısının üzerinde yazan fiatı 1.550.000 TL...

Ne bol sıfırlar vardı hayatımızda bir ara..


Kitap güzel...
Çocuklarımızın yerine kendimizi koyup o gözle bakmak...
Bu kitap tam bu iş için...
"Anne bu ne" sorusunun 101.sini de cevapsız bırakmamak için bu gözle bakmayı öğrenmek gerek...

Bazı yanlışları düzelttim kendi içimde, bazı yanlışlıkları da önledim yine...

Çok net yazılmış bir kitap. Gereksiz tekrarlar yok. İkilemler yok...

Ara ara öz Türkçe kelimeler okumak da hoşuma gitti...
Erinç: Huzur
Katlanısı: Sabır

Kitabın sonunda "Pulsuz Dilekçe" başlığı altında bir çocuğun ağzından yazılmış mektup ise bütün kitabı çok güzel özetliyor... Kitabı okumaya fırsatınız olmasa bile 2.5 sayfalık bu mektubu okuyun mutlaka...

Yazarının ağzından kitabı ise şu şekilde;

"Bu kitabı, ana-baba, öğretmenlerin çocukları daha iyi tanımlamalarına yardımcı olmak amacıyla yazdım. Dönem dönem ruhsal gelişimi izleyerek, çocuğun kişilik oluşumunu belirleyen olumlu ve olumsuz tüm etkenleri tartıştım. "

Doğru zamanda okunmuş bir kitap olarak rafa kalkan bu kitaba gerekirse ara ara yine göz atılacak... Çünkü tam bir Başucu Kitabı...

7 Ekim 2010

CAN KREŞTE&ÇİKOLATALILAR &MAYALI ÇÖREKLER

3 yaşını dolduran oğlum kreşe başlayalı 1 ay oldu bile… İlk gün 2 saat, sonraki gün 3 saat, üçüncü gün yine 3 saat, sonraki günler yarım gün…
Bir ay sonrasında ise artık tam gün… Daha önce kreşe hiç gitmemişti de yeni başlamıştı sanki benim için. Oyundu o yarım gün gidişler sanki, şimdi ise tam mesaili bir kreş öğrencisiydi…
İlk haftamızı da bu şekilde tamamladık neredeyse…

İlk veli toplantımızı da yaptık.

Hemen gider gelirim derken 3 saat süren toplantı&diğer velilerle ve öğretmenlerle tanışma-görüşme&durum değerlendirmesi… Mutfağı seven tek veli ben değilmişim…
Can’ın sınıfının velileri ile ayrı bir sınıfa geçip ayrıca görüştük. Her gün bir veli bir çeşit kek, poğaça, kurabiye türünden yapıp okula gönderebilir, kahvaltı ya da ikindi kahvaltısına alternatif olur fikri çıktı biranda… Çünkü Can dahil birçok çocuk okuldaki sabah ve ikindi kahvaltısını sevmiyordu, reçelli ekmeği yemiyorlardı mesela, Can evinde de hiç yemedi. Zeytini hiç yemedi, beyaz peyniri de ağzına sürmez.
Fikir güzel geldi, hemen bir programa bağlayıp ilk sırayı alan bendeniz yine de kafasındaki sorularla geri döndü evine… Can kreşe gitmeye hazır mıydı? İyi mi yaptık?

Her annenin çocuğunu kreşe ilk verdiğinde duyduğu, sorularla gidip gelen vicdan muhasebesi…
Henüz erken mi? Daha çok küçük… Nasıl bakıyor başının çaresine? Öğretmeni yeteri kadar ilgi gösterebiliyor mu? Kendi kendine yiyebiliyor mu? Şimdiye kadar çatalı kullanmıştı ama kaşıkla hiç çorba içmemişti mesela… En ufak detayına kadar her şey birer soru işareti?
Bir yerde defteri denkleştirip dürüp kaldırmam gerekiyor artık. Zaman gerek bunun için sanırım.

Akşama doğru gelen dostun ziyaretiyle mutlu olup kendime geldim biraz. Kafamdaki sorular rafa kalktı…
Yemek sonrasında yeşil çay yanında limonlu tartlar yenildi. Havaların soğumasıyla çayın tadı daha bir güzeldi sanki…

Cumartesiyi böyle kapattıktan sonra pazar sabahı artık dem vuramaz olduğum hamur yoğurma isteğimi dindirdim bir nebze…

Uzun süredir aklımda olan Münevver Ablamın açmaları iki ölçü olarak piştiler.
Bir ölçüsü Can’ın kreşi için…
IMG_2011

Açmaları Münevver Ablaya ilk gidişimde yaklaşık 2 yıl önce yemiş ve lezzetine vurulmuştum o vakit... Gel zaman git zaman derken düğme bisküviler gibi açmalar da ancak yapılabildiler.
İç kullanmayıp sade yaptım riske girmeyip. Can’ın mercimek yemediği aşikar, patatesli olabilirdi ama vakit de yoktu, öğle buluşmasına yapılacak tart bekliyordu daha sırayı, sonra buluşmaya yetişme telaşı… Belki buluşmadan sonra bize geçilir diyerek ortalığın toparlanışı, sürekli bir ev toparlama haliyle geçiyor evdeki vakitlerim, sürekli ya mutfak toparlanıyor, ya salon, ya diğer odalar, ya yıkanmış çamaşırlar, ya ütülenmişler, ya Can’ın oyuncakları, dağılmış kitapları… Sürekli bir toparla(n)ma…

Hepsi yetişti, buluşmaya da vakitlice gidildi…

Pazar buluşmasından dönüşte bir saat kadar da parkta vakit geçirdik Can ile… Eve girmek istemedi bir türlü… Güneşin son demleriydi, sınırlamadım, ne onu ne kendimi… Sonbaharın tadını çıkardık…
IMG_2124
IMG_2131

En sonunda ikna olup eve geçtikten sonra, Can uykuya daldı, ben yeniden mutfakta yerimi aldım. Bu kez de;

-Güzel bir insanın doğumgünü için çikolatalı kapkekleri
-Can’ın bisküvi kutusunun üstünden gösterip gösterip “Anne ben bundan iste” dediği çikolatalı kurabiyeleri pişirmek için…
IMG_2148

Acele ediyorum, pişecekler ve daha fotoğraf çekeceğim güneş elini ayağını çekmeden ama mümkün olmuyor. Kapkekler ve kurabiyeler hazır olduğunda güneş gitmiş oluyor artık…
Flash ile haşir neşir olmam gerekiyor mecburen içime sinmeden hiç…

Daha öncede pişirdiğim kapkeklerin fotoğrafları var neyse ki… Tarifi de burada
IMG_8123_resize

Ancak kurabiyeler daha önce de çok defa pişmesine rağmen hiç fotoğraflanmamışlar. Tarifi de eklememişim dolayısıyla..
En iyisi fotoğraf çekme işini de tarifi yazmayı da bir başka sefere bırakmak dedim… Ancak elde olan flashlı çekimlerle de olsa yer alsınlar şimdilik
IMG_2158
Kapkekler 1.5 ölçü pişirildi, yarım ölçüsü ev halkı için, 1 ölçüsü güzel insanın doğumgünü için paketlenip hazır edildi… Güzel bir süprizin tadı oldular…
Herkes ne var bunun içinde böyle diye sorarken aslında bir o kadar sade bir tarifti, tuzdu belki lezzetleri bu kadar keskinleştiren ve güzelleştiren..

Kurabiyeler ise Can’ın kreşi için yine… Açmalarla yan yana kutularda yerlerini aldılar ertesi gün için.
IMG_2180
Açmaların tarifi Münevver Ablanın sayfasından aynen uygulandı. Arşiv olması için buraya da ekliyorum. Malzemeler bir ölçü için.
IMG_2017
Malzemeler:
-2 1/2 - 3 Bardak un ( 240 ml.lik bardak)
-2 yumurta
-1/3 paket yaş maya, ya da 1 tatlı kaşığı instant maya (Tepeleme)
-60 gr yumuşak tereyağ
-1/2 çay bardağı zeytinyağ ( Daha da az olabilir)
-1 çay bardağı ılık süt
-2 çorba kaşığı toz şeker,
-1,5 tatlı kaşığı tuz,
- 1 çorba kaşığı mahlep
-Üzeri için 1 yumurta sarısı ( Biraz sütle inceltilmiş)

İç Malzeme:
alternatif 1:
Haşlanmış yeşil mercimek,
1 tane kuru soğan, 3-4 dal taze soğan
Maydanoz, kekik, tuz, karabiber, pul biber, kimyon
alternatif 2:
Haşlanmış patates
1-2 kuru soğan
Tuz, karabiber, muskat rendesi,pul biber

Yapılışı:
Siz benim gibi yapmayıp mayalı hamurları akşamdan yoğurup buzdolabına kaldırın. Ertesi sabah da içinin hazırlanıp, pişirilmesi kısa sürede olur. Yaş maya kullanılıyorsa, ılık süt ve şekerle birlikte 10 dk. kadar kabarması sağlanır. Instant maya ise elenmiş unun ortasına konur. Kenarlara tuz, şeker, mahlep serpiştirilir. Ilık süt, yumurta, zeytinyağ ilavesiyle yoğurulur. Burada ele yapışıyor diye fazladan un koymayın. Yoğurdukça ele yapışmaz olur. Kıvamı geldiğinde yumuşak yağı ilave edip, yine yoğurulur. Üzeri örtülüp buzdolabına kaldırılır. Mayalanma uzun sürede ve yavaş yavaş olur böylece
Sabah, hamur çıkarılır. Oda ısısına gelmesi için mevsim kışsa sıcak bir yerde ( kalorifer üzeri gibi) bekletilir.
Soğanı ince doğrayıp, çok az su ile pişirin. Daha sonra çok az zeytinyağ ile mercimek ya da patates eklenir, diğer malzemeler karıştırılır. İçler sıcak, hazır bekletilir.
İyice kabaran hamur yine yoğurulur. Küçük parçalar kopartılıp, merdane ile açılır. İç konup istenilen şekil verilir. Münevver Abla mercimeklileri ay şeklinde, patateslileri ise, hamuru rulu yapıp, kendi etrafında döndürerek,uçlarını alta sakladığı şekilde yapmıştı.
Bu arada fırın 180 derecede ısıtılır.
Şekil verilen hamurlar, yağlı kağıt konulmuş tepsiye dizilir. Biraz daha mayalandırılır. Zaten iç sıcak olduğu için kısa surede kabarırlar.
Üzerine sütle inceltilen yımurta sarısı sürülür, haşhaş, susam, çörekotu serpilir.
Üzeri kızarıncaya kadar, 15-20 dk. pişirilir.
İlk sıcaklık geçince, büyükçe bir kap içinde, kağıt havlular arasında, kapağı kapatılarak servise kadar ılık halde bekletilir.

5 Ekim 2010

LİMON SELİ & KAHVE TUTKUSU

Zerdeçallı limonlu kremayla hızlıca yapılmış pratik tartlar…
IMG_1942IMG_1960
Pratik oluşu mini tart tabanlarının hazır oluşundan…

İncecik tart tabanı o kadar lezzetli ki… İçinde tatlı ya da tuzlu ne ekleseniz nefis olacağa benzer…

Limonlu mini tartlar gibi…

IMG_1973

Krema tarifi Yasemin’den…
Fazladan 1 çay kaşığı zerdeçal tozu eklendi sadece…
Safran sarısı rengini aldı böylece…

Limonlu Krema:

Malzemeler:
3 su bardağı süt (600 ml süt)
2 türk kahvesi fincanı toz şeker
1 türk kahvesi fincanı un
3 tatlı kaşığı nişasta(buğday,mısır, patates)
1 limon kabuğu rendesi
1 çay kaşığı toz zerdeçal

Hepsi ufak bir tencerede karıştırılarak koyu muhallebi kıvamına gelene dek pişirilir. Ocağın altını kapatıp ardından mikserle çırparak hem soğutulmuş olur hem kıvamını alması sağlanır. Krema ılıdıktan sonra mini tartlara paylaştırılır.

Dilerseniz büyük bir turta da yapabilirsiniz bu kremayla… Tıpkı bu turta gibi…
IMG_2111IMG_2101
Yine pratik, çünkü tabanı hazır olarak satılıyor. Dokusu, kıvamı, pastabanlar gibi, kek kıvamında yumuşak süngerimsi… Kaynağı yine İsviçre, mini tartlar da öyle… Turta tabanları kek kıvamında olduğu için bir süredir buzdolabının dondurucu kısmında bekliyorlardı, yaz sıcaklarından korundular böylece. Şimdi son kalan tart tabanımı nasıl değerlendireceğimi düşünüyorum. Kurtarıcım o benim… Dar vakitlerde nefis bir turta olup çıkıyor karşıma, her seferinde farklı bir krema farklı bir meyve teması ile…

Bu kez zerdeçal olmadan sade olarak pişti. Pazar öğlen buluşması için hazırlanan limonlu turtanın kreması oldu… Açık havada kahve yanında uyumun güzelliğini gösterdi bize…

Üniversiteden arkadaşlarımla ve eşleriyle bir araya gelip soğuk havada içimizi ısıtan bir kahve söyleşisinin ardından pay oldular…

Nasıl oldu bu kahve söyleşisi peki…

Yanından yakınından geçerken kokusuyla çarpan, daha derin nefesler almamıza sebep olan kahve mekanı dedi ki;

Kahve deneyimini ve uzmanlığını misafirleri ile paylaşmak üzere mağazalarında düzenli olarak sürdürdüğü özel bir etkinliğimiz var: Kahve Sohbetleri
Keyifli atmosferimizde gerçekleştirilen sohbetlere katılan misafirler; kahvenin tarihçesi, nasıl yetiştirildiği, hangi aşamalardan geçip mağazalarımızda servis edilmeye uygun hale geldiği, hangi kahve ile hangi yiyeceklerin tercih edilmesinin uygun olacağı konusuna kadar her türlü bilgiye sahip olabiliyor.


Mekanımızdaki mağazasına haber verdim sadece. İki barista, koca bir kahve presiyle dolu kahve ve ikramlarıyla beliriverdiler. Biraz sonra bir koca pres dolusu daha… Sade ve sade kahve...
IMG_2047
Güzel bir anlatım, bilgilendirme…
IMG_2082

Sorular cevapları, sorular cevapları takip etti…
Öncesinden görüşüp bu söyleşiye katılmak istiyoruz derken bu kadar keyifli güzel ilgili cömert bir söyleşi olacağını düşünmemiştim hiç.

Gönlümüzü fena kazandılar…
IMG_2053

3 dilim de onlara ikram oldu limonlu turtadan…
IMG_2062

Limonlu Keklerinin sırrını sordum en sonunda, ama maalesef tarifi yoktu onlarda, sadece içinde ki malzeme bilgisi vardı, bunu paylaştılar… 3 farklı firmadan geliyordu menülerindeki lezzetler…
Limonlu kek için denemelere devam…


Sıradaki yazıda Can'ın kreşinin veli toplantısı, alınan kararlar ve bu kararların ardından pişen çikolatalılar ve açmalar:)