19 Eylül 2008

DÖNÜŞ PASTASI

IMG_7607_resize
Dönüş Pastası olsun bu pasta,
Birçok anlamda...
Bloğa dönüş
Mutfağa dönüş
Yazmaya dönüş
IMG_7609_resize
Yarın iki pasta daha yapmam gerekiyor, biri oğlum, biri eşim için...
İki başak erkeğimin de doğumgünü var

Geçen sene bu zamanlar...

Geçen sene bu zamanlar doğum masasındaydım, birazdan kucağıma verilecek oğlumu düşünüyordum, nasıl bir bebek olduğunu, kime benzeyeceğini düşünüyordum belki de, 9 aylık merakın bekleyişin sonu olacaktı. Belki de doğum öncesi sancılarımın biran önce bitmesini diliyordum, heyecanlıydım, sadece mutlu sona kavuşmak isteyen birinin telaşı vardı... Karmakarışıkdı herşey, bir yaz yağmuru gibi bir anda oluverdi, geçiverdi zaman işte... Geçen sene tam bu dakikada ne düşündüğümü tahmin etmem çok zor... Bu duyguların bir karmasıydı muhtemelen...

Can'ım ise dar karanlık bir yolda sıkışmış, ya geri dönmek istiyordu, rahat huzurlu su dolu keseciğine ya da dışarı çıkayım da dünyayı tanıyayım diyordu belki de. 17 dakika kadar sonra ikinci seçeneği tercih edecekti mecburen ve ilk defa ışığı tanıyacaktı gözleri ve yakacaktı oksijen ciğerlerini, ağlayacaktı bu acıyla...

Doktorumuz şu dakikalarda poliklinikten hızla çıkıp, doğumhanenin kapısından girmişti muhtemelen... Ben de onun gelmesiyle daha bir rahatlamıştım ve artık hadi yapabiliriz, bitirelim şu işi demiştim içimden... Ödevime iyi çalışmıştım, gençtim, sağlıklıydım, hadi dedim Pınar çok az kaldı... Herşey bitecek birazdan... Daha 10 dakika vardı... Belki daha az belki daha fazla dakikaydı... O sırada saate bakamıyordum, arkamda duruyordu kocaman duvar saati... Kol saatim ise alınmıştı doğumhane öncesinde... Keşke kalmasını rica etseymişim... Dakikalar daha net olurdu kafamda... Bir yıl sonra tahminlerde bulunmak zorunda kalmazdım...

Son bir nefes aldım, hadi dedim bitsin, gözlerim kapalıydı o an. Açtığımda Can'ım doktorun ellerindeydi... Karşılaşabileceğim en büyük mucizeydi. Herşeye şahit oluyordum, oğlumun dünyaya gelişine...

Kocaman gülümsediğimi hatırlıyorum. Can'ım ağlamaya başladı, bebekçesine... Kolay değil 9 aylık bir birliktelikti bu, kopmuştu artık bedenimden... Ayrı bir bireydi o...
Çok sevdim oğlumu ilk andan itibaren... Bana bakıyordu, hemşire yanıma getirdiğinde ağlaması kesildi bir an. Öptüm oğlumu alnından... Doktorumuzun dediği gibi tanıyordu bu bebekler annelerini sanki... Sonra onlar çıktılar hemşire ile odadan... Biz bir süre daha başbaşa kaldık doktorumuzla... O ise kendi doktoruyla buluşmaya gitti. Sonradan izlediğimde video görüntülerini, hep gözlerimi doldururcasına ağlıyordu Can'ım yıkanırken, hemşire onu giydirirken... Sevmiyordu bu boşluğu, daha soğuktu sanki, üşüyordu belkide, eskiden eli kolu boşluğa düşüp onu ürkütmezdi, annesi sarmalamıştı, güvendeydi. Acaba bu yeni dünya güvenli miydi?

Sonra kavuştuk tekrar yukarıda odamızda... Bağlandık birbirimize, hayatın anlamı değişti o günden sonra... Pınar başka bir Pınar oldu...

> 1 yıl geçti aradan, o kadar değiştin ki oğlum... Bir kere artık kocamansın gerçekten:)

Her geçen gün değişiyorsun...

Bakışlarındaki ifade değişiyor, fotoğraflarına bakınca daha iyi anlıyorum...

Seni çok seviyorum...

Hoşgeldin aramıza, iyi ki doğdun, iyi ki "geçen sene bu zamanlar..." diye başlayarak anlattığım bu hikayemiz var... Bu hikaye güzel başladı, güzel devam etsin ve mutlu bitsin...

İsteyen herkesin bu hikayeyi yaşaması dileğiyle...

2 Eylül 2008

SON NOKTA

İnsanın hayatında dönemler varmış, gelip geçen, bazen geçmeyen...
Benim hayatımda da 2 yıla yakın bir blog dönemi vardı...
Geldi, sürdü ve geçip gitti...
Sanki bloğuna deli gibi tutkun olan ben değilmişim gibi...
Doğum yaptığım günün ertesinde geçip klavyenin başına doğum hikayesini yazan ben değilmişim gibi... Şimdi geçip gitti diyorum işte...
Bloğa yazmadığım vakitler eksikliğini duyardım...
Şimdi ise duymuyorum bu eksikliği...
4,5 ay oldu ben yeni işime başlayalı... 4.5 aydır yeni bir hayata başlamış gibiyim...Öyle fazla mesaisi olan, haftasonları çalışmak gerektiren bir işim yok, sınırları belli ama bu sınırlar içerisinde bloğa ayıracak vakit de yok aynı zamanda...
Eve vardığımda ise, her geçen gün yeni birşeyler öğrenen, oyun ve ilgi bekleyen bir varlık bekliyor beni...
Hayatımı ve beni baştan yaratan, şekillendiren oğlum bekliyor...
Bu hayatta da bloğun yeri yok...
Blog sayesinde tanışabildiğim görüşebildiğim dostlarımla devam ediyoruz elbette...
Bayramlarda el öpmeye, haftasonu birlikte kahvaltı edip, doğum tebriklerine katılmaya, görüşemediğimiz vakitlerde de hal hatır sormaya devam ediyoruz... Özlüyoruz uzak kalınca, seslerini duyamayınca...
Yeni bir başlangıç yapmak içindi bu blog benim hayatımda... Nice güzel dostlukları getirdi, anıları yaşattı bana...
Ama biliyorum ki anlayacaktır bloğum beni, bırakırken onu, vefasız saymaz beni...
Hep güzel başlangıçlar olsun hayatımızda...
Yeni güzel dostluklar, eski güzel dostluklar da devam etsin ömür boyunca...
Sevgiyle selamlıyorum hepinizi...